Bugün en sevdiğim dizi bitti. Evet, Breaking Bad'ten bahsediyorum. Bundan bir yıl kadar önce Dağhan okula geldiğinde yeni bir diziye başladığını söylemiş ve "Ümit mutlaka izlemelisin, senin çok hoşuna gidecek!" demişti. Bir sene Breaking Bad izlemek için çok uzun bir zamandı. Önümde birikmiş 4 sezon vardı, oturup bir haftada diziyi bitirdim. Sonra da 5.sezonun başlamasını bekledim. Her pazar Breaking Bad'in yeni bölümünü izleyebilmek için sabahlıyordum. Bugün o sabahlamaların en acı olanını yaşadım. Sabah uyandığımda saat 4.30 gibiydi. Akşam BBM ve Whatsapp'tan yazılan mesajları yanıtladım, gelen e-postaları kontrol ettim. Evde ötebilecek her türlü aygıtı "sessiz" moduna aldıktan sonra bilgisayarı açtım ve son bölümünü "işte bu" diyerek izledim.
Açıkçası hala son bölümün etkisindeyim. Bu yüzden yazıyı biraz gecikmeli olarak yazıyorum. Henüz son bölümü izlememiş ya da diziye yeni başlayacak kişiler için spoiler içeren yerler olabilir. Bu yüzden elimden geldiğince özen göstererek yazmaya çalışacağım.
DİZİNİN KONUSU
Kanser olduğunu ve 6 ay içinde öleceğini öğrenen kimya öğretmeni (Walter White) geriye dönüp baktığında borçlar içinde geçen monoton bir hayat görür. Engelli bir erkek çocuğu olan Walter'ın karısı aynı zamanda hamiledir. Oturdukları evin hala kredi borcu olması Walt'un derin düşüncelere dalmasına sebep olur. Kimya öğretmenliği yaparak kazandığı para ile bugüne kadar çok zor şartlarda geçindikleri için öldükten sonra ailesinin büyük bir borç batağına sürüklenmesini istemez. Kayınbiraderi Hank, narkotik şubede görevli bir memurdur. Bir gün Hank Walter'ı uyuşturucu üretilen bir eve yapacakları operasyonu izlemesi için baskına davet eder. Walter operasyonun yapıldığı evden Jesse Pinkman'ın kaçtığını görür. Pinkman, Walter'ın öğrencisidir.
Walter bu durumu fırsata çevirmek için Jesse Pinkman'ı ele vermez. Daha evvel Hank'tan duydukları ile uyuşturucu işinden çok büyük paralar kazanıldığını bilmektedir. Ayrıca kimya öğretmeni olduğu için çok iyi kalitede mal üretebileceğini düşünür. Piyasada mal üretenlerin kötü koşullarda ve yanlış kimya teknikleri ile üretim yaptıklarını gözlemler. Pinkman'ı sektörü tanıdığı ve mal satabileceği için kendisine ortak yapar. Beraber bir karavan tutarak çöllerde yüksek kalitede metamfetamin üretmeye başlarlar. Walter bu sayede ölmeden önce biraz para biriktirip ailesine yardımcı olabileceğini düşünmektedir. Bu işi Hank'tan ve ailesinden gizli yapmaya çalışırken başlarına bir sürü şey gelir. O güne kadar hayattan hakettiği hiçbir şeyi alamamış, zekasına rağmen hep kaybeden adam olmak zorunda kalan Walter birden bire kendisini Heisenberg ismi ile hiç beklemediği bir yerde bulur. Karavan ile başladıkları maceraya Amerika'nın, hatta Meksika ve Avrupa'nın uyuşturucu mafyaları bile dahil olur. Ancak işler her zaman yolunda gitmez. Walter ve Pinkman bir beladan kurtulurken başlarına yeni bir bela açmaları çok uzun sürmeyecektir.
Akıl oyunları, cesetler ve büyük paraların döndüğü 5 sezonluk bir dizi sizi bekliyor!
OYUNCU KADROSU
Hemen belirtmeliyim ki dizinin oyuncu kadrosunda Dean Norris var. Kendisi şu sıralar Under The Dome'da oynuyor. Birçoğumuzun CSI'dan bir göz aşinalığı olacaktır. Onun dışındaki isimleri ilk defa Breaking Bad ile tanıdım. Hepsi daha önce bir yerlerde oynamış fakat takip etmediğim projelerde yer almışlar. Ancak oyunculukları Breaking Bad ile kesinlikle zirveye çıkmış durumda. Sözü daha fazla uzatmadan karakterlere geçiş yapayım.
Bryan Cranston

Anna Gunn
Skyler White karakterine hayat veren Anna Gunn, dizide Walter'ın eşi rolünde karşımıza çıkıyor. Öncelikle belirtmek isterim ki bu dizide herkesi seveceksiniz, Skyler White hariç. Her gördüğünüzde nefret edeceğiniz tek karakter bu olacak. Hatta saçını başını yolmak istediğiniz anlar olacak. Ancak Anna Gunn'ın hakkını vermek gerekiyor. Böylesine zor bir karakteri son derece gerçekçi oynamış. Kendi halinde bir ev kadını gibi gözükse bile aslında her şeyi berbat eden bir yapısı var. Walter White böyle bir kadına nasıl katlanmış merak ediyorum doğrusu. Dırdırı bitmez, afrası tafrası bitmez, gizli kapaklı işler çevirmesi bitmez.. Dizi bitti, kadın bi' bitmedi. Günümüzün popüler tabiri ile yatacak yerin yok Skyler White, gördükleri yerde vuracaklar seni. Bir dönem benim gibi sırf ailesi izliyor diye Yaprak Dökümü izlemek zorunda kalanlara sesleniyorum, Skyler White Breaking Bad'in Ferhunde'sidir.
Aaron Paul
Vee işte karşınızda asi çocuğumuz Jesse Pinkman! Dizi boyunca Walter White ile muhteşem ikiliyi oynayacaklar. Beraber birçok maceraya atılacaklar. Zaman zaman Jesse'nin umursamaz tavırları yüzünden başları gereksiz yere belaya girecek ancak Walter White bir şekilde üstesinden gelmeyi başaracak. Son sezon Jesse bizi şaşırtacak. Ancak şu kadarını söyleyebilirim Jesse bu hikayede Walter White'ı gerçekten seven tek kişi. Walter White hayatı boyunca hakkettiği saygıyı görememiş bir kimyacı. Jesse tüm kalbiyle ona bu saygıyı gösterecek. Ayrıca "yoo bitch!" repliğini çok sık duyacaksınız. Jesse bu kelimeyi ağzından düşürmeyecek.
RJ Mitte
Sevmek ile sevmemek arasında gidip geleceğiniz bir karakter olacak. Son sezon sizi şaşırtacak. Biraz daha anlayışlı olmasını beklerken takındığı tavır ile sizi üzecek. Ayrıca ilk sezonun başlarında yer alan bir pantolon sahnesiyle sizi derinden yaralayabilir. O sahenin sonunda göreceğiniz şey Walter White değil Heisenberg olacak. Engelli bir karakteri canlandırdığı için alkışlamak gerekiyor çünkü son derece zor bir şeyi gerçekleştiriyor. Engelli taklidi yaparak rol yapmak gerçekten takdir edilesi bir olay. Bu rolü kimse daha iyi oynayamazdı diyeceksiniz. Dizi boyunca yapmaya çalıştığı tek şey yürümeye çalışmak ama onu da hiçbir zaman başaramayacak. Ayrıca bu detayı paylaşmaktan çekinmeyeceğim; berbat araba kullanıyor.
Bob Odenkirk
Dizide hepimizin tanımak isteyeceği türden bir avukat olan Saul Goodman karakterine hayat veriyor. Yüzlerce telefonu var. Televizyonda reklamları dönen ikinci sıfıt bir avukat bozuntusu gibi gözükse bile pis işlerin bir numaralı kanun adamı. Sahip olduğu çevre dizi boyunca "öh ulan be" dedirtecek. Hani Facebook'ta binlerce arkadaşı olan tipler vardır ya, işte onlarda bile böyle çevre yoktur. Dizi bittiğinde hayranı olacağınız karakterlerden birisi Saul Goodman olacak. Walter White bu isme çok şey borçlu ! Beraber güzel paralar kazanacaklar. Walter'ın sıkıştığı zamanlarda yardımına koşup derin nefes almasını sağlayacak. İşin ilginç tarafı Saul Goodman'ı ilk işe alan Jesse olmasına rağmen Saul her zaman daha akıllı olan Walter'dan yana olacak. Bu arada bu karakter üzerinden yeni bir dizi ya da bir show programı yapılması gündemde. Merakla bekliyoruz.
Dean Norris
Walter'ın peşine düşecek Hank karakterini canlandıran Dean Norris benim oyunculuğunu en çok beğendiğim isim. Tipik bir çok bilmiş Amerikalıyı canlandırıyor. Karakteri narkotik şubede görevli bir komiser. Bazı yerlerde sevmeyebilirsiniz ancak son derece onurlu bir adam. Kanun ve adalet için her şeyi göze alan bir tip. Aslında son derece iyi niyetli birisi. Asla duyarsız değil. Dışarıdan kaba ve düz bir adam gibi dursa bile gerçekten zeki, gerçekten kalbi olan bir tip. Zekasını hiç beklemediğiniz bir hamle ile size gösterecek. Aslında yandaki fotoğraf son derece büyük bir ipucu :)
Giancarlo Esposito
Gustavo olarak tanıyacağınız bu karakter saygın bir iş adamı olarak karşınıza çıkacak. Olaylar Walter'ın hiç tahmin edemeyeceği şekilde gelişince yolları Gustavo ile kesişecek. Bir süre her şey yolunda gidiyor gibi gözükse bile bazı dış etkenler yüzünden sürekli sorunlar çıkacak. Bu ikilinin yolu sürpriz bir şekilde ayrılacak. İzlediğiniz zaman bana hak vereceksiniz. Emin olun dizinin finali o bölümden çok daha iyi. Kendinizi böyle bir beklentiye sokarsanız sonunda karşılığını görürsünüz. Asla hayal kırıklığı yaşamayacağınız finaller sizi bekliyor diyebilirim. Gustavo içinse söylenecek tek şey var, mutlaka sizde iz bırakacaktır. Çalışma prensibi ve iş ahlakı ile takdirinizi kazanacak. Dizinin en şekilli karakterlerinden birisidir. Tam bir rol model diyebilirim.
Jonathan Banks
Mike karakteri her eve lazım bir tip. Gustavo'nun bir numaralı adamıdır. Yapılacak bir iş varsa Mike halleder. Tecrübesi ve soğuk kanlılığı ile sizi etkilemeyi başaracaktır. Sert görünümlü olabilir ama aslında iyi bir adam. Gustavo ile birlikte yıllardır işleri tıkırında yürütmeyi başarmışlar. Ancak Walter'ın ekibe dahil olmasıyla birlikte ileri yaşına rağmen yaşadıkları çok fazla gelecek. Bütün olayı torununa daha iyi bir gelecek sağlayabilmek. Böyle adamlar gerçekten var mı bilemiyorum ama varsalar çok sağlam adamlar. Kafanızda asla Polat Alemdar gibi bir şey canlanmasın, eğer öyle bir durum varsa söküp atın kafanızdan! Aksi takdirde diziye ve Mike karakterine hakaret olur.
Dizide çok daha fazla karakter mevcut. Aslında daha fazla vaktim olsa oturup hepsiyle ilgili detaylıca bir şeyler yazmak isterdim ancak ne yazık ki yeterli zamana sahip değilim. Hem birazda karakterleri keşfetmek sizlere kalsın. Unuttuğum değil, yazmadığım karakterler var :)
Breaking Bad IMDB'de en yüksek puanı alan dizilerin başında geliyor. AMC'de yayınlansa da dünyanın her yerinden hayranları var. Dizinin yönetmen koltuğunda oturan Vince Gilligan harika bir eser meydana getirmiş. Aslında en başından planladığı gibi ilerlememiş hikaye. Zaman zaman hayran çevresinin beklentileri üzerine AMC ile görüşerek hikayede değişiklikler yapmış. Bence Vince Gilligan kadar Michael Slovis'i de tebrik etmek gerekir. Michael Slovis dizinin görüntü yönetmenliğini üstlenmiş. Dizi boyunca harika kadrajlar yaratmayı başarmış. Diğer meslektaşlarına göre filmli kamera tercih etmesi büyük bir olay. Zira dijital kameralar artık her yerdeyken hala magazin değiştirmekte ısrarcı olmak alkış gerektiren bir tutum. Filme çekiliyor olması dizinin atmosferine olumlu bir katkıda bulunmuş. Dijitalin o gözlere itici gelen gerçekçiliği yerini son derece doğal sepyalara ve noktacıklara bırakmış.
NEDEN İZLEMELİYİM?
Yukarıda yazanları okuduğunuzda içinizde diziyi izlemek için bir istek oluşmadıysa haklı olarak bu soruyu sormaya devam edersiniz. Bu yüzden biraz daha uğraşarak neden izlemeniz gerektiğin ifade edeceğim. Breaking Bad bugüne kadar yapılmış Amerikan yapımları içerisinde çok farklı bir yerde duruyor. Her bir bölümünü ayrı bir film edasıyla izleyebilirsiniz. Bundan kastım bölümler arası devamlılık olmadığı değil. Süresi bakımından uzun metraj olmadığı halde görsel ve işitsel unsurların bir araya gelmesiyle oluşan içeriği bakımından uzun metraj tadına sahip. Oyuncuların birkaç tanesi dışında çoğunun büyük ekran tecrübeleri bulunmuyor. Bu yüzden eskimiş yüzlerden oluşan bir kadro yerine karaktere bürünmeye aç yüzlerden oluşan bir kadrosu var. Dizi bittiği için yeni başlayanlara sonu hakkında minik bir yorumda bulunabilirim. Daha önce LOST'u izlediyseniz, dizinin sonundan hiç kimsenin zevk almadığını bilirsiniz. Senaristler o günlerde berbat bir son yazdıkları için büyük tepki görmüşlerdi. Breaking Bad bittiğinde binlerce izleyici LOST'un senaristleriden olan Damon Lindelof'a "dizinin sonu böyle yazılır" şeklinde tweetler gönderdi. Bu durum açıkça Breaking Bad'in kalitesini özetliyor olmalı diye düşünüyorum.
Dizi 5 farklı sezondan oluşuyor. Diziyi 5 haftaya bölerek her hafta bir sezon bitirebilirsiniz. Benim tavsiyem bir kerede bitirmeyin çünkü diziyi bitirdiğiniz zaman kendinizi boşlukta hissedeceksiniz. O yüzden tadını alarak, yavaş yavaş izlemeyi tercih edin. Her bölümde heyecanlanacak ve olan bitenler hakkında merak içinde kalacaksınız. Hem hüzünlenecek hem gülecek hem de gerilim hissine kapılacaksınız. Tek bir adamın öyküsü size kocaman bir "öteki" dünyanın kapısını aralayacak. Bu arada birçok ülkede bazı çevreler dizinin uyuşturucu kullanımı ve üretimi hakkında olumsuz etki yaptığını iddia diyor. Eğer henüz üniversiteye gitmiyorsanız ve yakınlarda ÖSS'ye girecekseniz, Breaking Bad izledikten sonra kimya mühendisliğini ilk sıraya yazma olasılığınız çok yüksek. Galiba yeni nesil kimyacılar kristal pişirecekler.
Son olarak dizinin müziklerinden söz etmek istiyorum. Breaking Bad'in farklı bir müzik anlayışı var. Daha çok latin tadı melodiler dinleyeceksiniz. Fanatikleri için internette her bölümde çalan şarkıların isimleri mevcut. Böyle bir arayış içine girerseniz şarkıyı bulmanız çok kolay. Ayrıca Shazam ile de şarkıları bulabilirsiniz. Dizinin girişindeki melodiyi eklemeden yapamayacağım. Dizinin bir hayranı After Effects kullanarak kendisi farklı bir intro hazırlamış. Dizinin introsundan esinlenerek yapılmış bir çalışma olmuş. Bu melodiyi sürekli duymaya hazır olun;
YouTube ve diğer sitelerde diziyle ilgili yapılmış yüzlerce hayran çalışması mevcut. Gerçekten çok yaratıcı şeyler var. Benimde aklımda Breaking Bad ile ilgili bir After Effects projesi mevcut. İlk fırsatta aklımdaki fikri kağıda dökerek After Effects ile birkaç dakikalık bir şey hazırlamayı planlıyorum. Bu yazıyı sonlandırırken belirtmek isterim ki dizinin sonunu en iyi şekilde özetlemek için aşağıdaki fotoğrafı uygun gördüm. İyi bakın, ne görüyorsunuz?

Yukarıda yazanları okuduğunuzda içinizde diziyi izlemek için bir istek oluşmadıysa haklı olarak bu soruyu sormaya devam edersiniz. Bu yüzden biraz daha uğraşarak neden izlemeniz gerektiğin ifade edeceğim. Breaking Bad bugüne kadar yapılmış Amerikan yapımları içerisinde çok farklı bir yerde duruyor. Her bir bölümünü ayrı bir film edasıyla izleyebilirsiniz. Bundan kastım bölümler arası devamlılık olmadığı değil. Süresi bakımından uzun metraj olmadığı halde görsel ve işitsel unsurların bir araya gelmesiyle oluşan içeriği bakımından uzun metraj tadına sahip. Oyuncuların birkaç tanesi dışında çoğunun büyük ekran tecrübeleri bulunmuyor. Bu yüzden eskimiş yüzlerden oluşan bir kadro yerine karaktere bürünmeye aç yüzlerden oluşan bir kadrosu var. Dizi bittiği için yeni başlayanlara sonu hakkında minik bir yorumda bulunabilirim. Daha önce LOST'u izlediyseniz, dizinin sonundan hiç kimsenin zevk almadığını bilirsiniz. Senaristler o günlerde berbat bir son yazdıkları için büyük tepki görmüşlerdi. Breaking Bad bittiğinde binlerce izleyici LOST'un senaristleriden olan Damon Lindelof'a "dizinin sonu böyle yazılır" şeklinde tweetler gönderdi. Bu durum açıkça Breaking Bad'in kalitesini özetliyor olmalı diye düşünüyorum.

Son olarak dizinin müziklerinden söz etmek istiyorum. Breaking Bad'in farklı bir müzik anlayışı var. Daha çok latin tadı melodiler dinleyeceksiniz. Fanatikleri için internette her bölümde çalan şarkıların isimleri mevcut. Böyle bir arayış içine girerseniz şarkıyı bulmanız çok kolay. Ayrıca Shazam ile de şarkıları bulabilirsiniz. Dizinin girişindeki melodiyi eklemeden yapamayacağım. Dizinin bir hayranı After Effects kullanarak kendisi farklı bir intro hazırlamış. Dizinin introsundan esinlenerek yapılmış bir çalışma olmuş. Bu melodiyi sürekli duymaya hazır olun;
YouTube ve diğer sitelerde diziyle ilgili yapılmış yüzlerce hayran çalışması mevcut. Gerçekten çok yaratıcı şeyler var. Benimde aklımda Breaking Bad ile ilgili bir After Effects projesi mevcut. İlk fırsatta aklımdaki fikri kağıda dökerek After Effects ile birkaç dakikalık bir şey hazırlamayı planlıyorum. Bu yazıyı sonlandırırken belirtmek isterim ki dizinin sonunu en iyi şekilde özetlemek için aşağıdaki fotoğrafı uygun gördüm. İyi bakın, ne görüyorsunuz?
